Cindy
Aktif Üye
Hafızayı Koruyoruz
Anahtarı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a teslim etmedilk evvel Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Diyarbakır Cezaevi’ni gezdim. Bir nazaranvli ile bir arada koğuşlara çıktım. Ayaklarım titreyerek girdiğim koğuşlarda, 12 Eylül devrinde yaşanan insanlık dışı uygulamalar gözümde canlandı.
KOĞUŞLAR İKİ KATLI
Demokrasi tarihine ismini kara lekeyle yazdıran cezaevinin koridorları soğuk. Koğuşların yer aldığı koridorların başında yatma planı yer alıyor. Cezaevinin “Bursa” ismi verilen B bloğundaki bir koğuşa çıktım. 16 kişinin kaldığı koğuş 2 kattan oluşuyor. Alt katta yemek yeme alanı, tuvalet ve banyo var. Televizyon ve buzdolabının yer aldığı koğuşun üst katı ise yatakhane.
HER YERDE KAMERA
İçi üzere cezaevinin duvar, kapı ve pencereleri de soğuk. Tüm kapılar mavi. Mahkumlar ortamdaki soğukluğu duvarlara karekalemle çiçekler çizerek renklendirmeye çalışmış. İçerisi kameralarla takip ediliyor. Her koğuşun havalandırma, yani “volta” denilen kısımları var. Bu alandaki duvarların üstü dikenli tellerle çevrili. Mahkumların spor salonu da bulunuyor. Burası da kamerayla izleniyor.
Hafızayı koruyoruz
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile koğuşlarda cezaevi hakkında sohbet ettik. Bakan Bozdağ özetle şunları lisana getirdi: “Burası yalnızca acının hatırlandığı bir yer değil. Biz azaba karşı, daima tıpkı şeyi söylüyoruz. Artık azap ve berbat muamele devletin de ceza maddelerimizin da himaye edebileceği bir durum değil. Bu yüzden zamanaşımını kaldırdık. Yani son nefesine kadar isnat ile itham ediliyorsa, takibi ve cezası sıfır toleransla yapılacak. Basında bir sürü haber çıkıyor. Bunların hepsini birebir gün cevaplıyoruz. Araştırıyor ve çabucak isimli idari tahkikat başlatıyoruz. AK Parti hükümetleri periyodu için söylüyorum, bugüne kadar göz yumulan bir durumu kimse tez edemez. Sav etse de ispat edemez. Zira biz her duyduğumuzun üzerine gittik. Katiyetle cezaevinde yatan bireyler, işledikleri kabahatlerden bağımsız olarak, hepsi bu devlete ailelerinin bir emanetidir. bu biçimde görüyoruz. Bu şahısların her gereksiniminden sorumlu olduğumuz şuuru ile hareket ediyoruz. Cezaevlerinde de bu mantaliteyi yerleştirmeye uzun müddettir uğraş ediyoruz. Ve kıymetli ölçüde de yerleştirdiğimize inanıyoruz. İnşallah bu biçimde anılarla anılan bir cezaevi bu ülkede olmaz.”
KÜRTÇE’YE ÖZGÜRLÜK
Muhalefetin “hafızayı yok etmek için bu biçimde bir adım atılıyor” tezine da yanıt veren Bozdağ, şöyleki konuştu: “Tam aksine hafızayı korumak için yapılıyor bu. Bu hususlarla Cumhuriyet tarihinde yüzleşen tek iktidar AK Parti iktidarı. Biz bunlar unutulmasın diye müze yapıyoruz.”
Giriş çıkış artık kolay
Geçmişteki yanlış ve kusurlardan ders çıkarılması gerektiğini kaydeden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bunları yenidenlamamak için de hatırlamamız gerekiyor” dedi. Ersoy şöyleki konuştu: “O yüzden burası bir daha planlanırken aslında anı-müze olarak planlanacak fakat cazibe noktası haline gelmesi için kültürel etkinliklerle canlandırılacak. Evvelce girilmesi yasak olan, girilmesi epeyce güç olan, girdikten daha sonra da çıkması epeyce sıkıntı olan bir yerdi. Artık girilmesi de çıkılması da kolay olan, halkla bütünleşen bir merkez haline gelecek.”
Fazlı Şahan
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Anahtarı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a teslim etmedilk evvel Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Diyarbakır Cezaevi’ni gezdim. Bir nazaranvli ile bir arada koğuşlara çıktım. Ayaklarım titreyerek girdiğim koğuşlarda, 12 Eylül devrinde yaşanan insanlık dışı uygulamalar gözümde canlandı.
KOĞUŞLAR İKİ KATLI
Demokrasi tarihine ismini kara lekeyle yazdıran cezaevinin koridorları soğuk. Koğuşların yer aldığı koridorların başında yatma planı yer alıyor. Cezaevinin “Bursa” ismi verilen B bloğundaki bir koğuşa çıktım. 16 kişinin kaldığı koğuş 2 kattan oluşuyor. Alt katta yemek yeme alanı, tuvalet ve banyo var. Televizyon ve buzdolabının yer aldığı koğuşun üst katı ise yatakhane.
HER YERDE KAMERA
İçi üzere cezaevinin duvar, kapı ve pencereleri de soğuk. Tüm kapılar mavi. Mahkumlar ortamdaki soğukluğu duvarlara karekalemle çiçekler çizerek renklendirmeye çalışmış. İçerisi kameralarla takip ediliyor. Her koğuşun havalandırma, yani “volta” denilen kısımları var. Bu alandaki duvarların üstü dikenli tellerle çevrili. Mahkumların spor salonu da bulunuyor. Burası da kamerayla izleniyor.
Hafızayı koruyoruz
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile koğuşlarda cezaevi hakkında sohbet ettik. Bakan Bozdağ özetle şunları lisana getirdi: “Burası yalnızca acının hatırlandığı bir yer değil. Biz azaba karşı, daima tıpkı şeyi söylüyoruz. Artık azap ve berbat muamele devletin de ceza maddelerimizin da himaye edebileceği bir durum değil. Bu yüzden zamanaşımını kaldırdık. Yani son nefesine kadar isnat ile itham ediliyorsa, takibi ve cezası sıfır toleransla yapılacak. Basında bir sürü haber çıkıyor. Bunların hepsini birebir gün cevaplıyoruz. Araştırıyor ve çabucak isimli idari tahkikat başlatıyoruz. AK Parti hükümetleri periyodu için söylüyorum, bugüne kadar göz yumulan bir durumu kimse tez edemez. Sav etse de ispat edemez. Zira biz her duyduğumuzun üzerine gittik. Katiyetle cezaevinde yatan bireyler, işledikleri kabahatlerden bağımsız olarak, hepsi bu devlete ailelerinin bir emanetidir. bu biçimde görüyoruz. Bu şahısların her gereksiniminden sorumlu olduğumuz şuuru ile hareket ediyoruz. Cezaevlerinde de bu mantaliteyi yerleştirmeye uzun müddettir uğraş ediyoruz. Ve kıymetli ölçüde de yerleştirdiğimize inanıyoruz. İnşallah bu biçimde anılarla anılan bir cezaevi bu ülkede olmaz.”
KÜRTÇE’YE ÖZGÜRLÜK
Muhalefetin “hafızayı yok etmek için bu biçimde bir adım atılıyor” tezine da yanıt veren Bozdağ, şöyleki konuştu: “Tam aksine hafızayı korumak için yapılıyor bu. Bu hususlarla Cumhuriyet tarihinde yüzleşen tek iktidar AK Parti iktidarı. Biz bunlar unutulmasın diye müze yapıyoruz.”
Giriş çıkış artık kolay
Geçmişteki yanlış ve kusurlardan ders çıkarılması gerektiğini kaydeden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bunları yenidenlamamak için de hatırlamamız gerekiyor” dedi. Ersoy şöyleki konuştu: “O yüzden burası bir daha planlanırken aslında anı-müze olarak planlanacak fakat cazibe noktası haline gelmesi için kültürel etkinliklerle canlandırılacak. Evvelce girilmesi yasak olan, girilmesi epeyce güç olan, girdikten daha sonra da çıkması epeyce sıkıntı olan bir yerdi. Artık girilmesi de çıkılması da kolay olan, halkla bütünleşen bir merkez haline gelecek.”
Fazlı Şahan
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.