canvade
Yeni Üye
Bir markanın defilesinde giydiği parçalar uzun zamandır bir moda haftası geleneği olmuştur. Ancak Milano’da, belki de diğer tüm şehirlerden daha fazla, bu eğilim daha belirgindir ve defilelere gittiğinizde, sokakta giyilen giysiler ile podyumda sunulanlar arasındaki ilişkiyi daha iyi gözlemleyebilirsiniz.
Max Mara’da, kalabalıktaki tüm gösterişli kabanlar ve ton ayrımları, hem markayı hem de en son koleksiyonunu tanımlayan iki kelime olan sofistike temellere karşı hiç bitmeyen bir iştah olduğunu gösteriyordu. Gucci’nin bazı konuklarının parlak takım elbiseleri, eski kreatif direktörü Alessandro Michele’nin şirkete getirdiği tuhaflığı yansıtıyordu. (Bay Michele, en son Gucci koleksiyonunu tasarlamadı, ancak etkisi, parıldayan gümüş bir ceket gibi bazı parçalarda hala belirgindi.)
Bununla birlikte, kalabalığın görünüşünü podyumdakilerle karşılaştırmak için en heyecan verici şov, tasarımcı Glenn Martens altında yeni bir önem kazanan ve sonuç olarak yepyeni bir hayran kuşağının ilgisini çeken Diesel’di.
Max Mara’da, kalabalıktaki tüm gösterişli kabanlar ve ton ayrımları, hem markayı hem de en son koleksiyonunu tanımlayan iki kelime olan sofistike temellere karşı hiç bitmeyen bir iştah olduğunu gösteriyordu. Gucci’nin bazı konuklarının parlak takım elbiseleri, eski kreatif direktörü Alessandro Michele’nin şirkete getirdiği tuhaflığı yansıtıyordu. (Bay Michele, en son Gucci koleksiyonunu tasarlamadı, ancak etkisi, parıldayan gümüş bir ceket gibi bazı parçalarda hala belirgindi.)
Bununla birlikte, kalabalığın görünüşünü podyumdakilerle karşılaştırmak için en heyecan verici şov, tasarımcı Glenn Martens altında yeni bir önem kazanan ve sonuç olarak yepyeni bir hayran kuşağının ilgisini çeken Diesel’di.